30 Temmuz 2016'da Londra'da Harry Potter'ın büyülü dünyası ile ilgili yeni bir hikaye ile karşı karşıya kaldık. Harry Potter ve Lanetli Çocuk'dan bahsediyorum, bu Jack Throne tarafından kaleme alınmış bir tiyatro oyunu. Londra'da yapılan ilk gösterimin ardından, oyunun sahne metni bir kitap haline getirilip dünyanın dört bir yanındaki okuyucularla buluştu.
Aslında oyunun gösterim tarihinin özel bir anlamı var. Harry Potter serisinin yedinci kitabındaki Hogwarts Savaşı'ndan sonra kitabın sonunda epilog adlı bir bölüm vardır, ve bu bölüm okuyucuya kahramanlarımızın 19 yıl sonrasındaki hallerinden çok kısa bir kesit verip bitiyor. Bu bölümde anlatılmak istenen Hogwarts Savaşı'ndan sonra her şeyin yolunda gittiği ve kahramanlarımızın Tom Riddle'dan sonra büyük bir sorunla karşılaşmadıklarıdır. Zaten kitapta "Her şey yolundaydı." cümlesi ile biter. Hogwarts Savaşı'nda Voldemort yenildiğinde takvimler 1997 senesini göstermektedir. 19 yıl sonrası ise 2016'dır. Tarihler üzerinde kesin bir fikir birliği olmasa da bence burada gözle görülür bir atıf bulunmaktadır. Harry Potter ve Lanetli Çocuk'da bize hikayesini 2016 Temmuz'undan başlayarak anlatır.
Genel olarak kahramanlarımızın bu 19 yıl içerisinde neler yaptıklarını özetlemek gerekirse; Harry Potter ve Ginny Weasley evlenmiştir ve üç çocukları olmuştur; James Sirius Potter, Albus Severus Potter ve Lily Luna Potter. Harry Büyü Bakanlığı'nda Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi başkanıdır ki bu gayet mantıklıdır çünkü Harry 5.kitaptan beri bir seherabaz olmak istediğini açıkça belirtir, Ginny ise Gelecek Postası'nda spor sayfası editörlüğü yapmaktadır bu durumda da gayet mantıklıdır. Bildiğimiz üzere Ginny Hogwarts Savaşı'ndan sonra bir süre profesyonel quiddich oynamış daha sonra çocuklarına daha fazla zaman ayırmak için bırakmıştır. Ron ve Hermione evlenmiş Hugo ve Rose Weasley adlarında iki çocukları olmuştur. Bildiğimiz üzere Ron Weasley'nin ağabeyi Fred Weasley Hogwarts Savaşında hayatını kaybetmeden önce ikiz kardeşi George Weasley ile birlikte Weasley Şaka Dükkanı'nı açmışlar ve buradan iyi para kazanmışlardır. Ron bir seherbaz olarak bakanlıkta bir süre çalıştıktan sonra dükkanın işleri iyice büyüyünce ağabeyine yardım etmek için bakanlıktan istifa etmiştir. Buraya kadar her şey normal ve beklediğim şekilde gerçekleşmiştir. Lakin benim anlam veremediğim bir durum vardır; Hermione Granger büyü bakanı olmuştur. Bunu kitap çıkmadan öncede duymuş ama fan uydurması olduğunu düşünerek pek umursamamıştım. Yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem muhtemelen Hermione Granger gelmiş geçmiş en iyi büyü bakanı olacaktır. Fakat şöyle bir durum var Harry Potter serisinin beşinci kitabında kahramanlarımız ileride edinecekleri meslekleri seçmeye çalışırken Hermione açıkça diğer herkese çekici gelen seherbazlık, büyücü bankacılığı, şifa gibi mesleklerden kaçınıyor ve bu mesleklere gayet yeterli olmasına rağmen yönelmek istemiyor.Bunun sebebi ise gayet açık bildiğimiz üzere Hermione küçüklüğünden beri idealisttir. Dördüncü kitapta Ev Cini Kurtuluş Cephesi'ni kurar, Gwarp'a en barışçıl yaklaşan ve ona acıyan kahramanımızdır ve yedinci kitapta cincüceler ile büyücüler arasındaki anlaşmazlıklarda cincücelerinde kendilerine göre haklı olduğunu dolaylı yoldan belirtir bütün bunlarla birlikte Harry Potter'in kendilerine sürekli düşmanlık gösteren ev cini Kreacher'a hak etmediği kadar iyi davranır çünkü ev cinleri ve diğer büyün büyülü yaratıklara büyücüler tarafından kötü davranıldığını düşünür. Tüm bu bilgiler ışığında Hermione benim zihnimde hep Büyülü Canlıların Düzenlenmesi ve Kontrolü Dairesi'nde çalışmıştır. Bu konuyu sizlerin kanaatine bırakıyor ve devam ediyorum.
Kitaptaki hikaye genel olarak Harry ve Ginny Potter çiftinin 2. çocukları olan Albus Severus Potter'ın başından geçenleri anlatmaktadır. Albus Severus Potter'ın isimini iki Hogwarts müdüründen almıştır. Albus Severus Potter hikayenin baş karakteri sayılabilir lakin onu bilr hikayenin orta kısmında iyice tanıma fırsatı buluyoruz. Bize ikinci olarak tanıtılan karakter ise Draco Malfoy'un oğlu Scorpius Malfoy'dur, aynı şekilde onu da tam tanımıyoruz çünkü yazar bize karakterleri anlatan diyaloglardan çok az yazmış. Harry Potter karakteri kabul edilebilir düzeyde yazılmış, Ginny Weasley'nin çok az repliği var zaten o yüzden yorum yapamıyorum, Hermione Granger hakkındaki yorumumu zaten belirttim onun haricinde kabul edilebilir düzeyde, Ronald Weasley bence rezalet yazılmış yazar Ron Weasley ile Fred Weasley'i karıştırmış sanırım iki sahne hariç Ron'un Harry Potter serisindeki Ron'la alakası yok. Hugo Weasley, James Sirius Potter ve Lily Luna Potter'ın sadece var oldukları belirtilmiş. Rose Weasley'i de Scorpius Malfoy aşık olduğu için biraz tanıtmak zorunda kalmış yazar, Draco Malfoy bir kaç pürüz hariç hikayenin en başarılı yazılmış karakteri sanırım. Bir sahnede Severus Snape ile karşılaşıyoruz ama yazılan karakterin Harry Potter serisindeki Severus Snape ile uzaktan yakından alakası yok, oyunda bir kaç karakter daha var ama spoiler vermemek için onlar hakkında yorum yapmayacağım ama genel olarak karakterler pek başarılı yazılmamış bence.
Hikayeyi genel olarak beğendim, kısaca özetlemem gerekirse Albus Severus Potter babası ile neredeyse hiç iletişim kuramamaktadır ve bu onları birbirinden uzaklaştırmıştır. Scorpius Malfoy ile çok iyi arkadaştırlar ikisi de sorunlu çocukluklar geçirmektedir ve birbirlerine destek olurlar bir gün Cedric Diggory'nin babası Amos Diggory Potterların evine gelir ve Harry'den zaman döndürücü ile geçmişe giderek oğlunu kurtarmasını ister Harry, Amos Diggory'i rededer. Albus Severus Potter da konuşulanları duyar ve Scorpius Malfoy'un da desteğini alarak Cedric'i kurtarmaya karar verir ve olaylar silsilesi bu şekilde başlar.
Hikayede Harry Potter serisine çok güzel atıflar var ve daha önemlisi hikayenin bir ana fikri var bunlar gerçekten güzel şeyler bence hikaye genel olarak güzel ama başka sorunlar var. Tabi ki bir tiyatro oyununun sahne metninden Harry Potter serisindeki hikaye derinliğini beklemiyorum ama son dokuz yıl içerisinde hayır amaçlı yazılmış üç tane kısa kitapçık haricinde çok az bilgi edindik Harry Potter dünyası ile ilgili. Bu sebepten dolayı daha fazla ayrıntı verilebilirdi bence her şey çok özet olarak anlatılmış. Bunu dışında beni rahatsız eden bir şey daha var kitapta mekan tasviri yok.Normal tiyatro metinlerinde sahne öncesinde sahnenin nerede geçtiği tanımlanır, mesela sahnelerin yarısı Harry ve Ginny Potter'ın evinde geçiyor ama benim Harry'nin evinin nasıl bir yer olduğuna dair hiç bir fikrim yok.
Genel olarak söyleyeceklerim bu kadar her şeye rağmen Harry Potter dünyası ile ilgili bir hikaye daha okumak beni çok mutlu etti eminim sizi de edecektir.Bence tatmin edici bir hikaye okumadığımız için üzülmemeliyiz Harry Potter ile hiç tanışmamış yada tanışıpda anlamamış olanlar için üzülmeliyiz. Bana ve bütün Harry Potter fanlarına bu sihirli dünyanın kapılarını açtığı için J.K. Rowling'e teşekkürü bir borç bilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder